Amerikan Tıbbi Toksikologlar Birliği İdare Heyeti Üyesi ve ABD Emory Üniversitesi Acil Tıp Öğretim Üyesi Tıbbi Toksikolog Prof. Dr. Ziad Kazzi, metil alkol zehirlenmelerine karşı en yeterli tahlilin farkındalığı artırmak olduğunu söz etti.

KTÜ’den yapılan açıklamaya nazaran, Farabi Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Tıbbi Toksikolog Doç. Dr. Aynur Şahin ile Ortadoğu Kuzey Afrika Klinik Toksikoloji Derneği kurucusu, Amerikan Tıbbi Toksikologlar Birliği İdare Konseyi Üyesi ve ABD Emory Üniversitesi Acil Tıp Öğretim Üyesi Tıbbi Toksikolog Prof. Dr. Ziad Kazzi, son periyotta Türkiye’de artan düzmece içki zehirlenmeleriyle ilgili çevrim içi görüş alışverişinde bulundu.

Prof. Dr. Kazzi, Atlanta Georgia’da bulunan Grady Memorial Hastanesinde çalıştığını ve orada da 1990’ların başında çok büyük bir metanol salgını yaşandığını belirterek misal olayların bugünlerde Avrupa’da, Güneydoğu Asya’da ve Afrika’da, Güney Amerika’da görüldüğüne dikkati çekti.

İnsanların alkole ulaşmak ve kullanmak için farklı yollar aradıklarını, tükettikleri alkolün metanol eseri içerip içermediğini bilmelerinin çok güç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kazzi, “İçtikleri alkolün çeşidine bağlı olarak tadından, imgesinden ayırt edemeyebilirler. Bilhassa meyve sularıyla, farklı tıp sıvıları karıştırırsanız bunu tespit etmek imkansızdır. Kendi imkanlarınızla içecekteki metanolü tespit etmek için test yapmak üzere bir bahtınız da yok.” sözünü kullandı.

Kazzi, geçersiz içkinin tüketildiği vakit zehirlenme bulgularının ortaya çıkmasının vakit aldığını, başlangıçta ortaya çıkan birtakım belirtilerin çok özellikli olmadığını lisana getirerek şunları kaydetti:

“Kişilerin, olağan alkolün tesiri altında olduklarını düşündükleri belirtiler olabilir. Yorgunluk, baş ağrısı ya da sarhoşluk hissederlerse hatta görme problemleri yaşarlarsa bile yorgun olduklarını ve çok uygun göremediklerini düşünebilirler. Bu belirtiler saatlerce gecikebilir, tesirleri bir gün sonra görülebilir hatta etil alkol ile birlikte içiyorsanız ortaya çıkması bir günden daha fazla sürebilir. Bu, büyük bir dezavantaj ve beşerler ekseriyetle çok hasar meydana geldikten sonra hastaneye başvuruyorlar. En yeterli tahlil, farkındalığı artırmak. İnsanlara bunun tehlikeli olduğunu, zehirlenmemek için yasa dışı alkol kullanmayı bırakmalarını söylemek, zehirlenmeyi en baştan pürüzler. Zira bir defa içmeye başlarlarsa bu durumun denetim altına alınması ve tedavi edilmesi zordur.”

Prof. Dr. Kazzi, kaçak içkiyle çabada farkındalığın artırılması için bakanlık seviyesinden hastanelere kadar televizyon ve toplumsal medya aracılığıyla bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülebileceğine işaret ederek “Ayrıca devletin, üretilen bu kaçak alkollü içeceklerin kaynağını araştırması ve alkolün içinde, bu zehirleri kullanan suçluları yakalaması, en kıymetli tedbirler ortasında yer almaktadır. Birtakım durumlar da bazen doğal fermantasyon sonucu metanol ortaya çıkmakta lakin kaçak alkollü içkilerin üretiminde metanol kullanma genelde şuurlu olarak yapılmaktadır. Bence devletin bunları yapan insanları yakalamak için sarf ettiği efor çok değerlidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Aynur Şahin de Türkiye’nin çeşitli yerlerinden metil alkol zehirlenmesiyle ilgili hasta müracaatlarının devam ettiğini, bilhassa yılbaşında bu sayıların artmasından telaş duyduklarını söyledi.

Metil alkol zehirlenmesinin, erken teşhis konulup müdahale edilmediği takdirde beğenilen ve beyinde geri dönüşümü olmayan hasar bıraktığını, hatta vefata yol açtığını vurgulayan Şahin, “Lütfen çok dikkatli olalım. Alkol tükettikten sonra görme bulanıklığı, halsizlik, bulantı, kusma, karın ağrısı üzere bulgular ortaya çıkmışsa yahut içtiği alkolün geçersiz olduğuna yönelik kuşku varsa ki tadından anlamak maalesef mümkün değil, şahıslar çabucak en yakın sıhhat kuruluşuna başvurmalıdır. Hayatımız pahalı. Lütfen kendimizi ve sevdiklerimizi riske atmayalım.” tabirini kullandı.

AA / Gazi Nogay – Son Dakika Haberleri